EN ÇARPICI 5 UZAYLI VAKASI
- M. Taha Arık
- 10 Şub 2017
- 4 dakikada okunur

Yine sizlerle, nerede ise tüm dünyada kaonuşulan 5 önemli uzaylı vakasını inceleyeceğiz. İsterseniz, 1. ile başlayalım...
1.
Rusya'da 1978'de ‘Anatoly’ takma adını kullanan bir subay gölün kıyısında devriye gezerken iki insan-benzeri yaratıkla karşılaşarak telepatik bağlantı kurar. Ona içecek vererek uyuturlar ve daha sonra gölün kıyısında kendine gelir. Anatoly esirlerini komünist yapmak için zayıf bir girişimde de bulunduğunu hatırlamaktadır. Ordudan ayrılmak için yalandan delilik yaptığı suçlaması ile itham edilmesine rağmen, psikolojik testler, hipnoz seansları ve bağlandığı yalan makinasindan elde edilen sonuçlara göre uzmanlarca yalan söylemediği anlaşılacaktır...
2.
1955'de II.Dünya Savaşı sırasında nazilerden çok işkence gören avusturyalı Josef Wanderka ormanda huzur yürüyüşlerinden birini yapmaktadır. Çalıların arasında ağaçsız bir bölgeye ulaşan Wanderka karşısında gri renkli yumurta şeklinde büyük bir araç bulur ve gördüklerine inanamaz. Önce afallayan Avusturyalı yürümeye devam eder. Söylentilere göre gemidekiler uzun boylu sarı saçlı çift cinsiyetli varlıklardır ve onu gemiye alırlar. (her zaman çirkin olacak diye bir şey söz konusu değil) Ziyaret sırasında içini uzaylılara döken Wanderka, onlara nazilerin zulmünü anlatır ve dünyayı değiştirmelerini ister. Ancak kadere inancı tam olan mümin uzaylılarımız gidişata müdahale etmeyeceklerini belirtirler...
3.
Tarih 1970'i gösteriyor... Finlandiya'nın Imjarvi kentinin ormanlık bölgesinde çiftçilik yapan Esko Viljo ve ormancı Heinonen işlerinin bitmesini fırsat bilip birlikte kayak yapmaya giderler. İki adam kayak bölgesine doğru yürürken sisin gittikçe arttığını fark edip adımlarını yavaşlatırlar. Bir anda sisler içinden kendilerine doğru gelen uçan bir dairenin olduğunu fark ederler. Uçan daire onlara kör edici bir ışı süzmesi hediye etmesiyle iki arkadaş bir dağ eteğinde şuurları kayıp şekilde bulunur. Işıktan dolayı vücutlarında yara çıkan bu iki finlandiyalı güneş yanığı tedavisi görürler. Ancak doktor onlara bunun radyasyon olduğunu söyler. İşin daha ilginç yanı ise bu ikili trol benzeri varlıklar gördüğünü haftalar sonra hatırlamaya başlar...
4.
THY uçaklarının önüne çıkan UFO´lar... En garip olaylardan birisini yine 1984´ün Nisan ayında, THY pilotları yaşadılar. İstanbul-Ankara arasında uçan DC-9 tipi uçak İnegöl üzerinde 9000 m. yükseklikte uçarken bir UFO ile karşılaştı. Pilot, yardımcısı ve uçuş mühendisi olayı şöyle anlatıyorlardı; "Çok yukardan ışıklı bir cismin yere doğru çok hızlı bir pike yaptığını farkettik, bir uçağın düştüğünü sanarak üzüldük fakat cisim o inanılmaz hızına karşın bizim çok ilerimizde, aynı hizada birden durdu ve havada asılı kaldı. Yeşilköy´le haberleşerek, o bölgede uçan bir araç olup olmadığını sorduk, cevap negatifti. Öyleyse, bu bir UFO´ydu. Farlarımızı yakarak sinyal verdik, işte tam o anda cisimden öyle bir ışık parlamasıyla cevap verildi ki, dünyada bu tür bir ışık kaynağının olabileceğini sanmıyorum, Güneş kadar parlaktı. Daha sonra bulutların arasına yükselip kayboldu. Birçok pilot arkadaşlarımız UFO´ları gördüklerini söylerlerdi, pek inanmıyorduk ama o gece karşımızdaki cisim gerçekti. Ama en önemlisi, bildiğimiz tüm fizik kurallarına aykırı olarak uçuyordu. Böyle bir uçuş aracını kıskançlıkla izledik.." "Yumurta biçimindeydi.." Benzeri bir olay bir başka THY uçağının da başından geçti. 27 Ekim 1989 günü Boeing 727 ile Zürih-Antalya seferini yapan Kaptan Pilot Selahattin Sivri anlatıyor: "Gece saat 23:00 civarıydı, Yugoslavya üzerinden uçuyorduk, birden sol üstümüzde çok ışıklı bir cisim gördük ve uçak zannettik. On dakika sonra cisim önümüze geçti, bu arada Belgrad ve Sofya alanlarıyla yapılan telsiz konuşmalarını dinliyorduk ama uçuş bölgemizde bulunan böyle bir gök cismi ile yapılan konuşmaya tanık olmadık. Uçuş mühendisim Pertev Arıkan beni uyararak, bu cisim konuşma yapmıyor, sürekli kırmızı, yeşil ve çok parlak beyaz ışıklar yayıyor, dedi. Artık önümüzde uçuyordu, şekli tam bir yumurta biçimindeydi, inanılmaz bir renk cümbüşü içinde yol alıyorduk. Bulgaristan üzerinden Türkiye´ye yaklaşırken, Yeşilköy´ü aradık ama radarlarında hiçbir hava trafiği görmediklerini söylediler. Hava sınırımıza yaklaştığımızda cisim beyaza dönüştü ve yükselmeye başladık artık sadece beyaz bir ışık topu görüyorduk, derken kayboldu.." Kaptan Pilot Sivri ve arkadaşları dünyadışı bir cisim ile karşılaşmışlardı ve onların da yaşamları artık değişmişti. Gerçekten de, ünlü astronotlarda da olduğu gibi, UFO´larla cidden karşılaşan insanların yaşamlarında değişimler oluyor, dünyayı ve yaşamı bir başka yorumlamaya başlarken, karekteristik değişimler görülüyor. Neil Armstrong, Ay´a ayak basan ilk dünyalıydı ve bu kolay taşınacak bir ünvan değildi fakat Armstrong´u toplumdan koparan, mistik bir yaşama yönlendiren temel nedenlerin ilk ikisi evrenin sonsuzluğunun içinde varolduğunu fark etmesi ve tanık olduğu UFO gözlemleriydi. Artık dünyada olanlar, yaşam kavgaları ve hatta İnsanlık ona çok anlamsız ve daha da ötede aptalca geliyordu. Bu psiko-şok daha birçok insanda ortaya çıkmış ve çıkmaktadır, öte yandan UFO deneyi yaşamadıkları halde çok fazla bu konuya giren insanlarda da benzer sendromlar görülmektedir. Aslında bu olayın ardında, makrodan mikroya bakıldığında, yaptıklarımızın anlamsızlaştığı ve bir noktada da gereksizliği gerçeği saklıdır...
5.
Bilinmiyor, garip ama gerçek bazı kaynaklarda benzeri başka olaylar da var ve belki de hiç duymadıklarımız. Örneğin, Çanakkale Savaşı´nda kaybolan Norfolk Taburu belki zamansız bir boyutta hala savaşta olduklarını zannederek yaşıyorlardır, eğer UFO´lar tarafından kaçırılmadılarsa tabii ki, aynen Bermuda Şeytan Üçgeni´nde anlatıldığı gibi.. Zamanı yitiren ve aradan saatler geçtiği halde, kollarındaki saatlerin sadece 15 dakika ilerlediğini farkeden insanlarda olduğu gibi.. Bir deniz albayı anlatmıştı, kaptanı olduğu savaş gemisiyle Marmara´dan Çanakkale´ye doğru yaklaşırlarken gemi birden aşağıdan dev bir yumruk yemiş gibi havaya kalkıp yine suya düşmüştü. Hiçbir aygıt hiç bir şey kaydetmemişti, deniz ise çarşaf gibiydi. Ne olmuştu? Birçok araştırmacıya göre Çanakkale olayı bir UFO olayıdır. Eğer, UFO´ların kaçırma olaylarının gerçekliğine inanırsak, acaba olabilir mi? Daha eski olaylardan söz edilse de, Türkiye UFO olaylarının çıkış noktası Çanakkale olabilir. 1981 yılında, İzmirli iş adamı ve mercan avcısı Refik Tanergün´ün gazetelerde bir açıklaması çıktı. (Kaynak:Türkiye UFO Raporu/Haluk. E. Sarıkaya-Bilim Araştırma Merkezi-1985/İst) Tanergün, Ege Denizi´nde garip olayların oluştuğundan söz ediyordu. Midilli, Sakız adaları ile Karaburun arasında yer alan üçgen şeklindeki alanın Bermuda Şeytan Üçgeni´ne benzer özellikler taşıdığı görüşündeydi ve bu bölgede yoğun UFO olayları yaşanıyordu.1980 yılının Temmuz ayında Karaburun açıklarında avlanan balıkçılar Midilli yönünde parlak bir cismin suları 40 metreye kadar fışkırtarak sulara gömüldüğünü gördmüşlerdi. Tanergün´e göre, bu olaylar 1981 başına kadar sürmüş ve Tahsin Kalkavan şilebiyle, Tenya 2 adlı Yunan gemisi benzeri olaylara hedef olarak batmışlardı. Gerçekten de, aynı bölgede kaybolan şileplerin sayısı az değildi. Yine aynı kaynakta anlatıldığına göre, Ege Üniversitesi´nden bir grup uzman, bölgedeki yoğun UFO olaylarını veya niteliği açıklanamayan manyetik bir alanı onaylamışlardı. Mayıs 1979 ve Nisan 1980´de İzmir üzerinde iki yoğun UFO olayı yaşandı. 1981 yılı başında ise, Karşıyaka üzerinde ortaya çıkan iki ışıklı cisim, Yamanlar Dağı üzerinde kayboldular, birçok kişi olayı gözlemlemişti. Belli bir açıklama yapılmadı veya yapılamadı...
Kommentare